UTANMAMAK KADAR UTANILACAK BİR DURUM
YOKTUR
Zihni
melekeleri zayıflamış, yaşlılıktan meydana gelen bir ateh hali var. Doktorları
tarafından verilen kortizonlar (hormonlar) bile mafsallarını harekete geçirmiyor artık. Doktoru
hastane önünde basına verdiği demeçte “Kortizon vermeyi kestik. Artık sedatif
vereceğiz” diyor. Bu şu demektir:
verdiğimiz hormonlar fayda etmiyor; mafsallarındaki ağrıları dindirmek
için, bundan sonra ağrı kesici vereceğiz.
Bana öyle
geliyor ki, Başbakan yakında görevi bırakacak, ancak yerine DSP içerisinde
herkesin kabulleneceği birini bulana kadar görevi sürdürecek. Görünen o ki,
yakında DSP kendi içinde büyük kavgalara sahne olacak. Bence Ecevit’in görevi
bıraktığı günü Milli bayram ilan etmeli. Çünkü o gün ülkenin hem tarihi hem de
talihi değişecek.
Yalaka medya
halk ile ülke gerçekleri arasında bir perde oluşturarak, ülkemizin geleceğiyle
ilgili bu bilgileri kamuoyundan gizlemeye çalışıyor. Cambaza bak numaralarıyla
ülke gerçeklerini gölgeliyor. Bir ülkenin güçlülük veya zayıflık derecesini
ölçebilmek için, medyasına bakın. Ülke insanının gündemi başka medya gündemi
başka ise, o ülkede istenmeyen şeyler oluyor demektir. Bu hükümeti ayakta tutan
hormon medyadır. Peki bundan medyanın çıkarı ne?
Son on yılda
yapılan ihale ve özelleştirmelere bakın yeter. Evet, son on yılda yapılan ihale
ve özelleştirmelerin hepsinde üç kağıt yoktur ama, her üç kağıt olan ihale ve
özelleştirmelerin içinde mutlaka çiftetelli dinozorları
vardır.
Yoksulların
lokması olan devlet hazinesi, medya gücünü kullanan şeytanın kardeşlerine yemlik
haline geldi. Öyle tahmin ediyorum ki; Kartelin gücünü arttırmak ve beyaz camı
ihale ve özelleştirmelerde baskı unsuru olarak kullanmak için, RTÜK yasası
çıkana kadar, Başbakanı makamında tutmaya çalışacaklar. Nasıl mı?.. Kartelde
oyun bol.
Bir hafta
dinlenirse iyileşirmiş! Sanki bir haftada zihni melekeleri ve gençliği geri
gelecek!.. Bu arada halkımıza siz Sevda Demirel’in Hande Ataizi’ni canlı yayında
nasıl ve neden tokatladığını seyredin diyor; dalga geçer gibi. Eee...Kartel bu,
hırsız bir fener gibi nereyi isterse orayı aydınlatıyor.
Milli Eğitim
Bakanı hakkında meclis soruşturması açıldı ve bakanın gitmesi kaçınılmaz mı
olur; hemen Kartel devreye girer. Çünkü onda katakulli bol, hemen gündeme Tayyip
Bey’in on yıl önceki kasetleri girer ve bakanın gidişi gündemden
çıkar.
Başbakan mı
hasta ve Başbakanlığı tartışılır hale mi geldi; Kartelde oyun bol hemen devreye
yediğimiz meyve ve sebzeler hormonlu mu, hormonsuz mu? gündeme oturur Başbakanın
sağlığı unutturulur.
Halkımızın
büyük kesimi hormonlu meyve ve sebzeyi alıp yiyemiyor ki; zararını görsün. Hem
sonra zararlıda olsa hormonlu Başbakan kadar değildir. Çünkü hormonlu sebzeler
yiyenleri hasta ediyor, hormonlu Başbakan ise bütün
ülkeyi.
Anadolu
ağlıyor. İnsanımız çaresiz. Toplumun büyük bir kesimi cinnet geçirmek üzere.
Ekonomisi Başbakanın sağlığında kötü bir ülke. İnsanlığın temel değerleri kopan
bir tespihin taneleri gibi her biri başka bir tarafa yuvarlanmış. Hayatında suça
bulaşmamış kişiler, suç işlemeye başladı. Toplumun sıkıntılarını çözemeyen bu
hükümetin kendisi bu sıkıntının özü oldu çıktı. Toplumun huzurunu ve refahını
sağlayacağı yerde, tabii farklılıkları ortadan kaldırmayı amaçlıyor.
Milletimizin özünü kemiren ahlaksızlara ise bir şey yapmıyor yada yapamıyor.
Kendi varlığını siyasi rakiplerini yok ederek korumaya
çalışıyor.
Her şeye
rağmen bu hükümetin beceriksizliklerinden ders alındı ise, bu toplum için büyük
başarıdır. Çünkü ders alınan başarısızlık başarı demektir. Bu toplum kendi
değerlerini tahrip edenleri unutmayacaktır. Diriliş başlayınca zulüm seyirci
kalır. “Yalancı devleri yok etmek için, yalancı Kartel aynasını kırmak
yeterlidir.
Karıştırıcı
değil, barıştırıcı; ayırıcı değil, uyarıcı; itham edici değil, ir şad edici;
kırıcı değil, kurucu; sövücü değil, sevdirici bir yönetimin gelmesi
dileğiyle.
RECEP AYDIN
Wrote by
Recepã