DEVLETİN TEMELİ ADALETTİR

 

Yakın tarihimizde ülkemiz böyle büyük bir felaket yaşamadı. Siyaset bitti, ekonomi bitti, en kötüsü medya bitti.

 

Siyasetimiz egemen güçlerin kontrolü altında, siyasilerimiz kımıldayamadıkları için bağlı bulundukları zincirlerin farkına varamıyorlar. Birine yapılan zulmü öteki seyrediyor. Oligarşik güç arabasının kornası hariç her yerinden ses geliyor. R.Tayyip Erdoğan’a yapılan zulme alkış tutan siyasilere sesleniyorum;

 

Bugün R.Tayyip Erdoğan’a yapılan zulmü niye seyrediyorsunuz? Siyaset yapmak; zulme seyirci kalmak demek değildir. 28 Şubattan beri alkış tuttuğunuz, kendi ellerinizle egemen kıldığınız oligarşi vasıtasıyla dipsiz bir kuyuya düşürdüğünüz siyaseti, o kuyudan ancak cesaret ipi ile çıkarabilirsiniz.

 

“Devletin temeli adalettir.”

Oligarşik güçlerin büyük savaşı hiçbir zaman sona ermemiştir. Onların ruhunda ölünceye kadar barış yoktur.

 

Devlet yönetiminde fikrin öldüğü yerde, kin ve nefret dirilir. Şunu bilin R.Tayyip özgür olmadıkça sizlerde hiçbir zaman özgür olamazsınız. Çünkü o zulmün ateşi bir gün gelir size de dokunur. Siyaset duvarında gedik açmaya bir taşın bile eksilmesi yeterlidir. Zulme seyirci kaldığınız sürece sizin de iktidar olmanız ve topluma hizmet etmeniz mümkün değildir. Eğer bugün yapılan zulümlere seyirci kalırsanız, ileride daha büyük adaletsizliklere maruz kalırsınız.

 

Politikada rakipler birbirlerini egemen güçleri kullanarak değil, seçim meydanlarında yenerler. En demokratik olan budur.

 

Ekonomimiz,  İkinci Dünya savaşında tek parti döneminde yaşanan cumhuriyet tarihinin en berbat ekonomik sefaletinden daha berbat durumda. Yardım alabilmek için, Çanakkale’de, Sakarya’da bileğini büktüğümüz devletlerin şimdi elini öpüyoruz. İç ve dış borcumuz arttıkça ekonomik ve siyasal bağımlılığımızda artıyor. Deniz suyu içenlere benziyoruz! İçtikçe daha çok susuyoruz.

 

Demokrasiye yapılan balans ayarı hem demokrasiyi hem ekonomiyi bitirdi.

“Onlar eli kanlı katiller. Koalisyon kurma olasılığını içime sindiremiyorum” diyenler bugün kan kardeş oldular. Hem ekonomiyi hem de milleti bitirdiler.

 

Devletleşmenin güçlüğü dörttür. Bunlar devletleşmenin iffeti gibidir.

 ·          Siyasette inisiyatif koyamama,

 ·         Ekonomide hastalık (bizimki onkolojik vaka) yokluk ve sıkıntı içinde borç,

·          Televole kültürü ile beslenen ahlâki yozlaşma,

·          Her şeyi ve bütün olumsuzlukları toz pembe gösteren medya.

 

Demokrasiyi iyileştirmek için insan hakları, özgürlükler, hukuk devleti ve ekonomiyi güçlendirmek zorundasınız. Bunun haricinde uygulamalar, “Deliyi dayakla iyileştirmeye çalışmak” gibi yanlıştır.

 

Bu alemde elini devletin nimet ambarına sokmuş medya hortumcuları olmasa, bilumum oligarkların ve faşizanların zulme cesareti olmaz. Büyük mutlulukların, çekilen büyük sıkıntıların yanı başında olmasını diliyor, devletleri yıkan gaflet, delâlet ve ihanetlerin son bulmasını diliyorum.

 

Bu uğurda mücadele verenleri Yüce Allah muzaffer eylesin.

RECEP AYDIN